7 Eylül 2010 Salı

gidelim

Uzaklaşmak çoğu zaman güzel bir hissiyat. yani bi yerle alakalı bütün antin kuntin işleri orada bırakıp gitmek. zaten insan tabiatı olarak kaçmayı seviyoruz ne dersek diyelim. kaçacak bi yerimiz olmadığını kendimizi kandırdığımızı büyüdükçe anlıyoruz gerçi ama çok bu farkındalık çok da etkili olmuyor.

Askerlikle ilgili halledilmesi gereken en sikindirik işin bile övündükleri mantıksız sistemin anlamsız bürokrasisi nedeniyle halledilemediği, işyerinin fena halde baydığı, sevdiceğin fena halde özlendiği bi haftanın akabinde bayramda aile saadeti yaşamak üzere yol alacağım. eski dostları görmek de iyi gelebilir sanırım. tebdil-i mekandaki ferahı arayacağım pazartesine kadar. kişilerin mekanlara kattığı önem ve değeri uygulamalı bir şekilde gördüm trajikomik bir şekilde sevdiceğin uzaklara gitmesiyle. quantum fiziğindeki uzay zaman gerçekliğinin yanı sıra kişi ve mekan gerçekliğide göz ardı edilmemeli canlar. zira iki arasındaki bağıntı pek çok şeyi anlamlı veya anlamsız kılabilecek boyutta.

Tarkan insanının diskografisindeki kilometretaşlarından biri olan dön bebeğim adlı şarkıyla bezenmiş bi gün oldu diyebiliriz bugün için. sebebinin tam anlayamadığım bir şekilde ( yalan ) bu şarkı dolandı dilime hatta şu an bile kendisiyle cebelleşmekteyim gayet gönüllü bir şekilde.

Ayrıca insanlarla gelecek bayramdan mütevellit bayramlaşmanın hazzına da vardım bugün. mutlu mesut bir şekilde insanlara güzel dilekler iletmenin güzel bişi olduğunu bir kez daha anladım. insanoğluna karşı umudumun tükenmemesinin bi sebebi de sanırım bu bayramlar ve anlamadığım bi şekilde getirdiği naiflik sanırım.

Öyle ya da böyle bitti bugün de yarın yollar beni bekler. özlediklerim, özleyenlerim kalbimde gidip geleceğim ( geldikten sonrası için yapılmış huzurlu planlarla birlikte ). ben yolları hep sen bekliyorsun diye severim özlersen dönerim diyen fd insanının sözüyle de giderim canlar. iyi geceler. iyi bayramlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder